Değişmez Değerler Değişen Davranışlar/ Takiyettin Mengüşoğlu

Takiyettin Mengüşoğlu, İnsan Felsefesi/Felsefi Antropoloji ve Değerler üzerine çalışmış bir Türk filozofudur. Filozof Nicolai Hartmann’ın öğrencisi olan düşünür, Almanya’da burslu Felsefe okumuş ve doktoradan sonra İstanbul Üniversite’sinde hocalık yapmıştır.

 Kendisi çalıştığı alanı şöyle tanımlar: İnsanın kendisinin ne olduğunu, onun başka varlık alanlarıyla olan bağlarını; insanla birlikte varlık dünyasına katılan anlam boyutlarıyla yeni varlık sferlerinin ne olduğunu ve bunlarla insan arasındaki ilişki gibi problemlerle insanın kosmostaki yeri problemini incelemeye, anlamaya yine hiçbir bilim girişmemektedir. Doğal varlık ve tarihsel varlık alanında olduğu gibi, burada da bu problemleri incelemek felsefenin bir işidir. Biz bu problemleri inceleyen felsefe dalına “insan felsefesi”, “felsefi antropoloji”, ya da aynı anlama gelmek koşuluyla “insan ontolojisi” adını veriyoruz. (wikipedia.org)

1960’ta İstanbul Matbaası’nda basılan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları’ndan çıkan Değişmez Değerler Değişen Davranışlar kitabını Takiyettin Mengüşoğlu, felsefi etik için kritik bir hazırlık alt başlığında yazmıştır.

Yazar için etik saha, insanın somut varlığıyla alakalı metafizik olmayan bir alana ilişkindir. Öznellik ve görecelilikten ziyade nesnel ve konkret (somut) açıdan inceler insanı; dolayısıyla insanın hareket ve faaliyetleri (buradan insanın günlük hayattaki tüm hallerini kasteder) ve buna yön veren prensipler/ilkeler/kıymetler/değerlerle ilgilenir.

Mengüşoğlu kitabında, etik sahanın temelinin ”bilgi teorisinde, psikolojide, sosyolojide veya herhangi bir metafizik-gnoseolojik bir teoride” aramanın neden yanlış ve başarısız bir yol olduğunu gerekçelendirmektedir. O, daha çok etik sahayı ontolojik (varlık felsefesine ilişkin) olarak inceler. D. Hume, I. Kant, M. Scheler’in görüşlerini ele alır.

…felsefenin başlangıcından, bilhassa Aristoteles’ten beri felsefenin uğraştığı ve uğraşması gerektiği sahaları dört sorunun belirlediğini dile getirmiştir:

1) Ne biliriz?

2) Ne yapmamız lazım?

3) Şimdiki hayatımızda sonraki hayatımız için ne umut edebiliriz?

4) Kant’ın eklediği insan nedir?

…soruları eleştirel bir tarzda ele almış ve fenomenlerden hareket etmenin gerekli olduğunu savunmuştur. Kant’ın ortaya koyduğu bu son soru felsefi antropolojinin yolunu açtığından Mengüşoğlu için önemlidir. Ona göre felsefi antropoloji, insanı somut bir bütün olarak görür; onu ruh ve bedene ayırmaz ve insan fenomenlerini bu bütünlükten kalkarak ele alır (Mengüşoğlu 1976, vııı). fenomenlere dayanan felsefi antropoloji çerçevesinde bir felsefe anlayışı ortaya koymaya çalışmıştır.

Ona göre felsefi antropoloji, konsruktionlardan (Dilbilgisi yapısı) hareket edeceği yerde, insan fenomenleri üzerinde durmaktadır. Bu fenomenleri tahlil ve tasvir etmek suretiyle, insanı, onun bu dünyadaki, hatta kainattaki yerini anlamaya, tespit etmeye çalışmaktadır.

Fakat, felsefi antropoloji insan nedir sualini sormaz. Ancak insanda ve yalnız onda meydana çıkan fenomen ve başarıları, onun dünyayla, kainatla olan münasebetini bize gösterir (Mengüşoğlu 1965, 24).

Bugünün bilim ve felsefesi artık bir şeyin ne olduğunu sormuyor; çünkü bir şeyin ne olduğu, neliği tespit edilirse, onu yapmak, meydana getirmek de mümkün olmaktadır. Sentetik kimyanın vazifesi de budur… (Mengüşoğlu 1965, 25).

https://eksisozluk.com/takiyettin-mengusoglu–51863?p=2

Filozof, ‘Vasıta Kıymet’ (subjektif/öznel-relatif/bana görelik) ve ‘Yüksek Kıymet’i (objektif/nesnel-genel geçer) birbirinden ayırır…Bir şeye sahip olmak konusunda kıymetle dürüstlük konusunda kıymet bir ve aynı şey değildir şeklinde örneklendirerek savını bu kavramları tartışmaya açarak temellendirir.

Yine Profesor Mengüşoğlu, etik fenomenlerin (görünüş-görüngü) ontolojik-antropolojik olarak ele alınmamasındaki yanlışlık için tarihi sebeplerin yanı sıra sosyolojik ve psikolojik izahı işaret eder. Ve kitabında bu savının dayanaklarını açıklar. Sosyal ahlak, genetik psikoloji, mukayese yöntemi, dini görüş gibi farklı açılara dair kavramlarla ilgili görüşlerini açıklar.

Kitabın pdf formatı internette bulunuyor, ahlak ve etik üzerine 50 sayfalık felsefi bir yazı okumak isteyenler göz atabilirler.

Bonus: Düşünürün eğitime dair bir düşüncesi:

‘’Bugünün eğitim bilgisi, onun uygulanması antropolojik temellere dayanmaktan çok uzaktır. Eğitim bilgisi insanı biyo-psişik bir bütün olarak inceleyeceği yerde, onu çeşitli alanlara bölüyor; öğrenim ve öğretim yöntemleriyle uğraşıyor. Şüphesiz bütün bunlar, yani öğretim yöntemleri, didaktik öğretim yöntemleri çok önemlidir. Fakat insanın eğitiminden konuşulabilmesi için, daha önce somut insanın bir bütün olarak varolması gerekir.’’

Takiyettin Mengüşoğlu, Eğitim

İyi okumalar.

Mehmet Bar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.