Biri Hiçbiri Binlercesi, felsefi içerikli bir edebi kurmaca. Zaten italyan yazar Luigi Pirandello da Felsefe ve Filoloji mezunu. İlginç bir hikayesi var: 6 kitap 65 kısım olarak dizayn edilmiş eserin konusu baştan ilgi uyandırıyor.
Hikaye Karım ve Burnum bölümüyle başlıyor… Karısından burnunun eğri olduğunu işitmesinin şoku, o güne kadar burnunun eğriliğiden asla haberi olmayan Vitangelo Moscarda (Genge)’yu deliliğe kadar sürükler. Ama birini!
”Tam tersine, başkaları için, o güne değin, içimden olduğumu sandığım ben olmadığım düşüncesi saplanmıştı zihnime.”
Sadece eşi için değil, hesabına çalışan bankadakilerin, arkadaşlarının, tanıdık tanımadık herkes için başka bir kendi hatta kendisi için de başka biri kendi vardır; yani kendi gerçekliği dışında başkalarının gerçeklikleri… Kendinin başkasının gözünde farklı hatta diğerlerinin gözünde de birbirinden farklı tanındığını fark eder. Olaylar zinciri ağır edebi ve felsefi söylemlerle iç içe okunan tirajikomik bir hayat hikayesine dönüşür.
Moscarda bir midir, hiç midir yoksa binlerce midir?
Yazarın gerçek hayatında bolca badireyle türlü başarılar var: Varlıklı bir aileyle yaşama başlayıp, iflası görmüş, bu yüzden felç olan karısı ve onun psikolojik rahatsızlıklarıyla uğraşmış (ama bu sırada ses getiren bir eser yazmış), öğretmenlik yapmış ve daha çok kendi tiyatro topluluğu için oyun yazarak yazar tiyatrosu türünün temsilcileinden olmuş, 1934 Nobel Edebiyat Ödülünü almaya hak kazanmıştır kendisi….
Yazar, önünde sonunda, çok iyi bilinen bir gerçeği, yani başkalarının kusurlarının kolayca ayrımına varmamıza karşın, kendi kusurlarımızın bilincine varmadığımız gerçeğini, insanlar arasındaki iletişimsizliğin nedenlerini, insanın yalıtılmışlığını olaylar olurken baş karakterin iç konuşmalarıyla aktarıyor. Kendi istediğiniz bir kendiniz olun istiyor:
Eğer kendi kendinize verdiğiniz gerçekliğe sıkı sıkıya tutunmazsanız, giderek onların size verdikleri gerçekliğin sizin kendi kendinize verdiğiniz gerçeklikten bile daha gerçek olduğunu kabul ettirebilirler size.
Varoluşun sorgulanması, kimlik arayışı, kişilik bölünmesi ve kendini keşfetme üzerine sorgulamalarla dolu bu kitabı okuyacaklara kolay gelsin, keyifli okumalar.
Mehmet Bar
Arka Kapaktan:
Tüm eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de Pirandello, insanın varoluşu ve kimliği üzerine eğiliyor. Halim selim bir adam olan Vitangelo Moscarda’nın tüm hayatı, karısının bir gün kendisine sorduğu ve burnun eğriliğinden dem vurduğu o basit soruyla altüst olur. Kendisinden başlayarak tüm yaşamını acımasızca sorgular ve kendini yeniden bulmak için kendini parçalara bölmeyi öğrenir. Moscarda kimdir, kendi gördüğü mü yoksa başkalarının gördüğü mü? Kişilik bölünmesinin acımasızca ve mizahi bir dille işlendiği eser, ölümsüz bir de edebi kahraman da yaratır, Vitangelo Moscarda’yı. O kahraman bize şu soruyu sorar: İnsan bir midir, hiç midir yoksa binlerce midir?