Öngörülebilir, Önlenebilir, İyileştirilebilir ‘Dijital Tükenmişlik ve Geçiş Dönemleri’
Dijital tükenmişliği hissetmeye başladınız mı?
Ommxart’ın instagramda bir gönderisinin caption’ından ödünç aldığım bu soru cümlesi rahatsızlık hissi uyandırsa da bugünlerde özellikle üzerinde konuşulmaya değer bir kavramı sorgulatıyor: Dijital Tükenmişlik.
Aşağıda bu konuyu kapsayan üç bölümlük bir yazı yer alıyor:
I. Bölüm: Tükenmişlik, tükenmişlik sendromu ve belirtileri (TDK, Tıp, Psk. WHO)
II. Bölüm: Dijital Tükenmişlik (Geçiş Dönemleri, Klasik ve Yeni Tükenmişlik)
III. Bölüm: İyileşme, önlem ve öneriler
Tükenmişlik kavramını tıbbi, psikolojik boyutundan ziyade bireyin kendisi ve çevresiyle etkileşimi bağlamında sosyal, kültürel olarak tartışmaya açmak istedim.
Yaşamlarımızda ve buradaki notlarda önemli yeri olan ”çalışma” kavramını, meslek icra etmek, ‘iş görmek’ anlamı yanında burada, ‘bir şey ortaya koymak, oluşturmak, yapmak için emek harcamak’ anlamında okumanızı rica ederim. Dolayısıyla yazı, bir hedef doğrultusunda ilerleyen herkesi, öğrencileri de ilgilendiriyor.
Keyifli okumalar.
Tükenmişlik üzerine düşünüyorum. TDK’de ‘gücünü yitirmiş olma, çaba göstermeme durumu’ karşılığı var.
Tükenmişlik sendromu ifadesi ise ilk kez 1974’te Alman psikolog Herbert Freudenberger tarafından kullanılmış. Freudenberger’in ele aldığı terim o dönem madde bağımlıları için kullanılmış. O ise kavramı ‘stres ya da fazla çalışma nedeniyle yaşanan fiziksel veya zihinsel çöküş’ olarak tanımlayarak çalışma alanına taşımış. Duygusal bitkinlik, motivasyon kaybı, adanmışlıkta azalmayı tarif etmiş böylece.
Söz konusu terim ile ‘duygusal tükenmişlik, insanlarla ilgili negatif algı ve duygular, profesyonel anlamda yetersizlik’ olarak çalışma sahalarında yine o dönemlerde karşılaşılmış. (Maslach, 1976, 1993)
Maslasch’a göre tükenmişliğin en önemli boyutu duygusal tükenmişliktir. Tükenmişliğin ikinci boyutu olan duyarsızlaşma çevresini, işini (çalışmalarını) kontrol edemediğini düşünen çalışanın olumsuz bir olayla karşılaştığında kendini çaresiz hissetmesi ve bu durumda başa çıkmak için makine gibi davranmaya başlaması şeklinde gözlenmektedir. Tükenmişliğin üçüncü boyutu kişisel başarı noksanlığı ise çalışanlar takdir edilmediklerini düşündüklerinde ortaya çıkmaktadır.
Kişi kendini çaresiz ve olayları kontrol edilemez hissettiğinde kendi yeteneklerini sorgulamaya başlamakta ve bu durum kişisel başarı noksanlığına neden olmaktadır. (Wikipedia)
Örgütlü Sağlık Dünyası da (WHO), iş görürken/ (ders) çalışırken stresin mutlaka olacağını fakat bunun yönetilebilir olduğunu söylüyor ve sendromla ilgili belirtileri, ‘enerjinin azaldığını hissetme ya da tükenmişlik, işten (dersten, çalışmadan) zihinsel olarak giderek uzaklaşmak, işle ilgili negatif duyguların ya da kinizmin baskın olması, azalan mesleki etkinlik’ şeklinde sıralıyor.
II.
Dünyanın Pandemiyle boğuştuğu şu günler için ‘’İtiraf edin hiçbirimiz tarihe bu denli tanıklık edeceğimizi tahmin edemezdi’’ tweetini atan arkadaşa katılıyorum.
Bugün bu konuyu Dijital Tükenmişlik başlığı altında ele almamızın gerekliliğinden biri geçiş dönemine denk gelmiş olmamız. Ve geçişlerde kişilerden beklenen taleplerin sıklığı sendromu tetikleyebiliyor…daha önce tarımdan sanayiye geçilirken de yaşanmış.
Bizler bugün sanayinin 4. evresine geçmekteyiz/ geçtik (Bknz. Dijital Dönüşüm.) Bu dönemin -yeni bir felsefe, paradigma değişimi, günlük yaşamın (alışkanlıklar, rutinler vs.)- değişimi demek olduğunu biliyoruz. Yeni normal deniliyor. Yani iş görüş biçimlerinin de iş görme veya ders çalışma alışkanlıklarının da yöntem ve stratejilireni kapsayan bir değişim söz konusu.
Günlük rutinler değişirken toplumsal uygulamalar (ilerleyen zamanlarda kültürel ritüeller: tören ve kutlamalar, spor vs. ) de yeni normalde dönüşüm geçirecektir. Kimlik oluşturma biçimiz, dayanışma tarzımız gibi…
Toplumsal olduğu gibi bireyseldir geçiş dönemleri hayatlarımızda. Bireysel geçişler de olur: Yeni bir gelişim dönemine girebilir, fiziksel olarak sağlığımızı kaybedebilir ya da travmatik işte ya da bugünkü gibi beklenmedik olaylar yaşayabiliriz. Tüm bunlar tutum ve duygularımızı, kendimiz ve diğeriyle ilişkilerimizi biçimlendirir.
Hayat devam eder ama çalışmaya, çaba göstermeye devam etmek isteriz…
Şöyle bir başa gidip dönelim. Klasik tükenmişlik için ‘yeni beceriler öğrenme için artan talep, üretkenliğin ve işin kalitesinin artmasına yönelik baskılar, zaman kısıtlılığı, yoğun iş (veya ders) temposu tükenmişliğe yol açabilir’ (Kulkarni, 2006) deniliyor.
Dijital tükenmişlikte de bunlar geçerli olmakla birlikte zaman dikkate alınmadan verilen ve zamanında bitirilmesi gereken işler/çalışmalar, planlar, sorumluluklar ve diğer her şeyin bir baskısı buna neden olabilirken; aşırı zorlanma, yalnızlık, özel ve sosyal hayata vakit ayıramama, ağır sorumluluk hissi gibi nedenler de bunu tetikliyor.
Günümüz yeni iletişim mecrasına, çeşitli sosyal platformlara değinmekte fayda var:
Görev sorumluluğu olan ya da insanlarla iyi ilişkileri önemseyen ortalama bir insan cebine veya bilgisayarına gelen her bir bildirime bakma, maillere, mesajlara, whatsapp konuşmalarına (özellikle gruplardaki) cevap verme sorumluluğuna ve telaşına sahiptir. Kendisinden bir tepki beklendiğini göz/ekran ardı edemez. Hele bir de yanlış anlaşılma ihtimalinin yüz yüze iletişimden fazla olması, kaygı ve strese cila çeker.
Eskiden olmadığı kadar gün içinde ekrana fazla maruz kalma, neredeyse tüm ayrıntılarıyla yapılandırılmış dijital süreler.. yeni dünyada dijital iz bırakmaya mecbur kalmak, dijital görünürlük beklentisi veya arzusu ile yeni normalde karşı karşıya olan insan, elbetteki tükenme sınırıyla karşı karşıya gelecekti.
Bu nedenle sadece iş yaşamı değil özel yaşam için de dikkate değerdi: dijital tükenmişlik üzerine konuşmamız. Zaten iş-özel-sosyal yaşam rolleri artık birbirinden çok ayrı roller de değil- ki bu ayrı bir yazı konusu- burada yaşam rollerine dikkat çekmiş olmamız kafi.
Geçiş kavramı, zengin bir kültürel kaynağa ulaşımı sağlar. Bu kavram aynı zamanda bir umut mesajı içerir: Evet, kişi çok sıkıntılıdır ve parçalara ayrılmıştır ama bu, farklı bir role ya da farklı bir yaşam dönemine doğru atılan kaçınılmaz ve gerekli bir adımdır.( Counselling Skills, J. ve J. McLeod)
III.
Klasik ya da görece yeni (diji) tükenmişlik haleti ruhiyesinden (duygu durum) kurtulmak, sosyal ağlarımızı, ilişkilerimizi (sosyal durum) zedelenmekten kurtarmak nasıl mümkün olur?
Kendimize –tüm rollerimizde- iyi bakarak…
İyileşmek için, bir sorun olduğunu kabullenmek, sağlığı öncelemek, değerleri sorgulamak yeni değerler oluşturmak, olanları gözden geçirmek ve bir mola vermek…(Tükenmişlik, Dr. İrem Yıldız, HÜ)
Bireysel olarak baş etmek için ilk başta bu konu üzerine ‘’düşünmek’’ gerekir.
Sonrasında yine uzmanların önerilerini dikkate alabiliriz:
-Çalışma saatlerini düzenleme
-Öz bakım (olumsuz öz eleştiri, yetersizlik hissi yerine) becerileri geliştirme
-Stresle başa çıkma becerisi geliştirme
-İş ve özel saatleri ayırma (mindfulness)
-Pozitif, iyimser, umutlu olmak
-Diğerleriyle bu konuda konuşma
gibi…
Dijital meşguliyetin neden olduğu zihinsel ve fiziksel bitkinliğe yakalanmamak için önleyici olacak, en azından konu üzerine düşünmenizi sağlayacak şeyler neler olabilir?
Dijitalde geçirilen/ geçirilmeyen süreyi görmek ve bu durumları ölçülü hale getirmek için, kabul, planlama, yönetim, disiplin, kontrol… (siz de ekleyebilirsiniz ) sağlanabilir.
Dijital olan her şeyle aramıza insani lehte mesafe koymak için bir adım atılabilir.
İnsan olduğumuzu, bir gün etrafımızda her 5 kişiden üçü robot olsa da unutmayalım.
Dijital dünya harika bir yer. Ama Tabiat ve insan olmak bunun çok üzerinde.
Geçiş döneminde duygusal, düşünsel, fiziksel bütünlüğümüzü, kendimiz ve çevremizle ilişkimizi koruyacak; dünyanın ve yaşamlarımızın anlamlı, daha sağlıklı olmasını sağlayacak; düşünce, tutum, davranış örüntüsünün sağlanması konusunda McLoadların onlarca kaynaktan damıttığı ve benimde bu güzel işten esinlenerek çalışmalarımda vurguladığım önemli dinamikleri belirterek yazımı sonlandırıyorum:
Yaşam döngümüzdeki geçişi kavramak, karşılaşacağımız yeni şeyleri, beklentileri gelişim dönemi deneyimi olarak görmek, (Farkındalık, anlam);
Kabul ve hayatı yeniden kurmak (zarar verecek eski tutum ve davranışları bırakıp yenilerini koymak, kendine yeniden bakmak..);
Eski kişisel öykümüzü sorgulamak, onarmak ve yeniden yazmak, diğer insanlarla ilişkileri yeniden düzenlemek yeni ahenk ve bütünlük sağlamaya çalışmak,
Eski olandan yararlı olanları korumak diğerlerini arkada bırakmak..
İnsanlarla tüm bu olup biteni konuşmak, yeni anlamlar ve fikirler bulmak ve bunları eyleme dönüştürmek…
Keşif ve uygulama için ön araçları da paylaşmak isterim.
Zaman çizelgesi oluşturmak (süreçlere göz atmak), otobiyografi (yazmak), seçenek haritası(yeni yön için yeni seçimleri görmek) gibi…
Evdekalın ama eve kapanmak içe kapanmak-hele dijital dünyaya kapanmak hiç- değildir.
Mehmet Bar
Diğer yazılar için: http://egitimkocu.mehmetbar.com.tr/tr/urunlerimiz/178/serbest-okuma
Kaynaklar:
Makale: Tükenmişlik Sendromu ve İlişkili Hastalıklar Dr. İrem Yıldız HÜTF Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Kitap: Counselling Skills, Julia ve John McLeod
Bakabileceğiniz Linkler: Listelist Tükenmişlik Sendromu Belirtileri, Ntv Tükenmişlik sendromuyla baş etmek, gazeteler ve çeşitli internet siteleri, dergipark vs.
Görseller: Pinterest