Elimden geldiğince farklı türde kitapları peş peşe okurum. Sırada edebi bir kurgu olacak olmasının keyfiyle açtım Sezen Ünlüönen’in Kıymetli Şeylerin Tanzimi kitabını. Kapak tasarımı zaten bir iç rahatlığı hissi uyandırırken kitabın sayfalarını çevirdikçe içindeki görsellerle birlikte yazım tarzının da buna paralel ilerlediği göze çarpıyor ama bu çarpma bile hafif… Kıymetli bir şeylere gerçekçi yaklaşırken yine de onu incitmeme isteği.
Eser, Harvard’da Edebiyat doktorası yapmış yazarın ilk kitabı. Her biri bir ailenin üyesi rolüyle kimliğe bürünmüş farklı karakterleri, kitap süresince, adeta 360 derece, çok da onlardan uzaklaşmadan, etraflarından şöyle bir dolanarak tanıyoruz. Okuması kolay, içten, duru, elden bıraktırmayan akıcılıkta kaleme alınmış kitabın söz konusu karakterlerinde aile/akraba kurumunu, toplumsal cinsiyetçi yargıları, aşkı/aşksızlığı, ilişkileri/ilişkisizliği evde gözlemliyor ve bunlar üzerine düşünüyoruz.
Arka kapaktan
”Dilin kalbin inanmadığı laflar etmesi ne kolay. elbette aşkım, ben de seni, sonsuza kadar. onlar da bir zamanlar gerçekti (daha geçen hafta gerçekti, daha dün gerçekti), ama insanın yüreği bir anda rüzgarların uğuldadığı bir vadi.”
Alışılmış bıkkınlıklar, küçük ve sıradan kıyıcılıklar, avuntular, fısıltılara kananlar… Kıymetli Şeylerin Tanzimi, bir aile tarihi, soluk ve pırpır eden bir ışığın altında geçen hayat muhasebesi…
Sezen Ünlüönen duman gibi hafif, merakla ve sessizce geziniyor evin içinde…
Yazar ve kitaplarıyla ilgili bir röportaja aşağıdaki linkten göz atıp, daha fazla fikir edinebilirsiniz:
Mehmet Bar