(Sanal) Mevcudiyet
Online eğitimler, çevrim içi etkinlikler, toplantılar, canlı yayınlar… Bu yeni zemin, tüm katılımcıların – konuşmacı, dinleyici ve izleyicilerin- mevcudiyetini gerektirir.
Var olma, varlık, var oluştur mevcudiyet. Tamamen orada olmak demektir.
Fiziksel ve duygusal olarak aynı anda bulunmak; adanmışlık, odaklanmışlık halidir… Zihin açıklığı ve hafif coşkulu olma durumudur.
‘Sanal’ mevcudiyet de aynen bu anlamları içerir, fakat bir farkla:
Eski mevcudiyet halinde, kişinin beş duyusu, duygu ve davranışları işe koşulmaya hazırdır. (Tabii görme ve/ya işitme engeli olan arkadaşlarımız var farkındayım. Yazının tamamı onlar için de geçerlidir.)
Görece yeni mevcudiyette ise duyulardan sadece ikisi ile duygu, davranış dışındaki süreç yani -bilinç, algılama ve düşünme görevini yerine getiren- zihin ön plandadır.
Tüm bu olanlar bizi insanlıktan çıkaracak, artık koku duyumuzu kullanamayacağız, çocuğumuzun başını okşayamayacağız, hayvanları sevemeyeceğiz, sevgilimizin elini tutmayacağız demiyorum. Duyu, duygu ve davranışlarımızla yeryüzünde var olmayı sürdürüyoruz elbet.
Gündelik yaşantımızın henüz tümünü ele geçirmemiş, sanal mevcudiyete –özellikle yeni nesil teorik öğrenme ya da iş görüş biçimine ve zamanlarına- dikkati çekmek istiyorum. Ve tam olarak buradan başlanmalıdır. Evet, bir toplantıya, online işe ya da derse hazır olmaya da.
Sanılanın aksine dikkat ve konsantrasyon yeni koşullarda, özellikle alışma aşaması geçtikten sonra, daha fazla sağlanabilir. Çünkü uyaran sayısı azalmıştır. zihin koşullanmışsa artık odaklılık kolaylıkla sağlanabilir.
Peki, bu nasıl mümkün olabilir? Bu konunda herkesin mücadelesi kişisel olacak ama ortaklıklar da söz konusu.
Diyelim bir çevrim içi zemine katılmayı planladınız. Lütfen devamındaki süreci de düşünmeyi ihmal etmeyiniz. Ne kadar sürecek, buna katlanabilecek miyim, fiziksel, zihinsel ve duygusal şartlarım buna müsait mi? Bu şey gerçekleşirken neye ihtiyacım olacak? (Su, kalem, kitap, vs.) Mevcudiyetimi ne riske atmaz? Hazır ve hazırlıklı mıyım? Sonuç ne getirecek ve niçin?
Bir kere bu yeni oluş gerçekleşirken kişisel işleri, tüm meşguliyetleri bir kenara bırakmak mevcut olmayı sağlar. Bile isteye akışa dahil olmak gerekir. Akış.
Mevcudiyet için diğer uyaranları sıfıra indirgemek ya da varsa negatif uyarıcıları minimize etmek elzemdir.
Burada en önemli noktalardan biri denetimdir. Mikro öz denetim. Şu anda gerçekleşen bu durumda ben ne yapıyorum, uyumlandım mı o şeyle aramda ahenk söz konusu mu? Bir dış göz ile bir-iki saniye kendine bakmak, kaçamak kontroller.. Sonra belki oradakilerle konuşarak, soru sorarak, aktif dinleyeci olarak etkileşim kurmak. Bu mümkün değilse kendine notlar almak vs.
Eskiden hiç olmadığı kadar kendimizden sorumluyuz. Otomatiğe bağlamak yok. Sadece orada bulunmak, görünmek yetmez. Var olmak gerekir.
Neyden vazgeçmeye hazır olduğumuz seçimimizi belirler. Seçimlerimiz ise çoğunlukla elimizdedir. Elimizde olan bize yetecektir. Yetmelidir. Daha fazlası ekstra zaman, ekstra enerji vs. gerektirecektir. Öyleyse şimdi doğru yerde doğru zamanda bu şansı değerlendirmek gerekir.
Bugünlerde öz bakım becerileri ve öz denetim sağlayabilirse kişi, kazançlı olacaktır. Mevcut kaynaklarından ve güçlü yönlerinden azami ölçüde faydalanır kendi yönetimini ele alabilirse ancak anlamlı ve değerli hayatını, geleceğe kendi tasarımı dahilinde taşıyabilicektir.
Mehmet Bar