Kitap Müzesi’nden
Bir Kitap Birkaç Paragraf
Düşünsenize Oxbridge (Oxford ve Cambridge Üniversiteleri) kabul kurulu hocalarıyla karşı karşıyasınız… (Ya da Koç, Sabancı veya Tesla sizi işe almak istiyor.)
Sorular öyle çok genel ‘bu kelimenin anlamı nedir?’ ya da direkt ‘hadi şu konu üzerine konuşun’ şeklinde değil de girmek istediğiniz alana özgü düşünme tarzını ayıklayan türde.. daha spesifik, tuhaf, sıkıştırıcı gelecek ama yanıtlarınız ince ayarlı bir terazide sizin için değerlendirilecek. Mesela:
- Bir karıncayı havadan yere bırakınca ne olur? (Fizik, Oxford)
- Sırıkla atlama dünya rekoru niçin 6,5 metre civarında ve niçin bir türlü kırılamıyor? (Bilgisayar Bilimi, Cambridge)
- Tarihin herhangi bir zaman dilimine dönme şansın olsa, hangisini niçin seçersin? (Hukuk, Oxford)
- Serinkanlı (cool) biri misin? (Felsefe, Siyaset ve İktisat, Oxford)
- Her şeye gücü yeten bir tanrı varsa, kaldıramayacağı bir taşı yaratabilir mi? (Klasik Edebiyat, Oxford)
- Bir insan böbreğini satmalı mı? (Tıp, Cambridge)
- Obez insanlar parasız sağlık hizmetinden yararlanmalı mı? ( Sosyal ve Siyasal Bilimler, Cambridge)
- Eskiden fabrika bacaları niye çok yüksek yapılırdı? ( Mühendislik, Cambridge)
- Tarih bir sonraki savaşın önüne geçebilir mi? (Tarih, Cambridge)
- Durüstlük nerede Hukuka uyar? (Hukuk, Cambridge)
- Hangi kitaplar senin için zaralıdır? (İngiliz Dili Edebiyatı, Cambridge)
- İri ve vahşi hayvanlar niçin çok azdır? (Biyoloji Bilimleri, Oxford)
- Musa gemisine kaç hayvan almıştı?( Doğa Bilimleri, Cambridge)
- Doğa acaba doğal mı? (Coğrafya, Oxford)
Bilgi düzeyinizin farkında; daha da önemlisi neyi-nasıl düşündüğünüzün ayırdında mısınız? İster bir okula ister bir işe girmek için başvuruda bulunun, bunlar karşı tarafın yokladığı şeylerdir.
İşte size kendinizi tanımanız ve fark yaratmanız -en azından fikir cimnastiği- için bir fırsat. John Farndon’un kendi cevaplarını aktardığı Oxford ve Cambridge üniversitelerinin mülakat sorularından oluşan derlemesi: Zeki Olduğunu Düşunüyor musun?
‘Dikkatli olmazsanız, insanları sadece gıcık edebilİrsiniz’ diyor yazar ve ekliyor: Samuel Johnson şöyle der: “İnsanları konuşmadaki üstün beceri ya da kıvraklık gösterisinden daha fazla çileden çıkaran bir şey yoktur. O anda sevinmiş gibi görünürler, ama gıpta duydukları, hoşsohbet kişiye içlerinden lanet okumaya yöneltir onları.”
Yine yazara ait şu sözlerle bitirelim:
“Bu sorulara cevap vermek akıllı olmayı gerektirir… Bilgiyle, eğitimle ilgili değildir bu. Her türlü ilginç yolla düşüncelerinizi eğip bükmeyle ilgilidir. Ve bu da herkesin yapabileceği bir şeydir. Oxbridge’de yer edinmeye yetecek kadar şanslı olanların tekelindeki bir alan da değildir. Sahici akıllılığın önünde, kendini beğenmişlikten daha büyük engel yoktur.”
Mehmet Bar