Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu/Max Weber

Kitap Müzesi’nden

Bir Kitap Birkaç Paragraf

Ön Kapak (Kapak görseli açıklaması aşağıda)

Sosyoloji ve Ekonomi Politik alanında bir ileri okuma diyebiliriz kitap için.

”…Yalnız çağdaş kapitalist ruhun değil, çağdaş kültürün de en temel öğelerinden biri olan meslek kavramı üzerine kurulu ussal yaşam biçimi bu tartışma bunu ispat edecekti- Hiristiyan asketizminin ruhundan doğmuştur….”

Max Weber

Din, tarih, toplum ve kapitalizm üzerine bir çalışma olan Die protestanische Ethik und der Geist des Kapitalizmus (1904-05)‘un  yazarı Karl Emil Maximilian Weber, Alman düşünür, sosyolog ve ekonomi politik uzmanıdır. Dönemin siyasi gelişmelerine yazılarıyla katkıda bulunan Weber, hiçbir siyasal partiye üye olmamış, yaşamı boyunca eleştirel tavrını korumuş biridir.

Weber, dinin öğreti yanından çok dinin pratikteki etkisinin kendisi için söz konusu olduğunu bir notunda belirtiyor. Önsözünde Batıya özgü ve yalnızca orada ortaya çıkmış kültür olgularından ( ekonomi, hukuk, mimari, edebiyat, müzik uzmanlık, hükumdarlık, kapitalizm vs.) ve bunların evrensel geçerliliğe sahip olmasından ve bunun nedenlerinden bahsediyor.

“…Elde etme güdüsü”nün, “kazanç uğraşı”sının, kar uğraşı”sının, olanaklı en fazla miktar parayı kazanma uğraşısının kendi içinde kapitalizm ile doğrudan doğruya hiçbir ilgisi yoktur. Bu uğraşı, şimdi olduğu gibi eskiden de garsonlar, doktorlar, arabacılar, sanatçılar, fahişeler, rüşvet alan görevliler, askerler, asiller, denizciler, kumarbazlar ve dilenciler arasında yaygındı. Yeryüzünde, bütün çağlarda ve ülkelerde bunlar all sorts and conditions of men (her tür ve koşuldaki insanlar) için vardı ve olacaktır da, yeter ki bunun nesnel olanağı bir biçimde saglanmış olsun.”

Meslek edinmenin; bilinçli, ölçülü, erdemli çalışma vs. Tanrı katında öneminin vurgulanmasının kapitalizmin ruhunda olduğu yer yer belirtiliyor eserde:

“Atasözü, şakayla karışık, ya iyi yiyin ya da rahat uyuyun der.” ”Sığırdan don yağı yaparlar, insandan para.” Bu “hırs felsefesi”, para sahibi saygıdeğer adamın ideali ve hepsinden önemlisi, bireyin kendi sermayesini genişletme eğiliminin düşüncesi olarak görülür. Aslında burada öngörülen bir yaşama tekniği değildir, özel bir “ahlak”tır. Bu ahlakın zedelenmesi, yalnızca aptallık olarak değil, ödevin unutulması olarak ele alınmaktadır ve bütün bunlar, her şeyden önce nesnenin neliğine aittirler. Öğretilmesi gereken yalnızca ” ticari zeka” burada kendini açığa çıkaran bir ethostur ve bizi ilgilendiren de bu niteliktir.

Weber
(Kapak Görseli, ”Körler Körlere Yol Gösteriyor/ Pieter Brueghel (Rönesans Ressamı)/ Görsel Kaynak: gazetesanat.com)

Eserde bir iş yapmak, girişimcilik, para kazanma isteği (ya da sevgisi) vb. kötülenmiyor. Bu da yine yazarın sözleriyle ifade ediliyor.

”Ticari atılımın sonucu olarak ve kişisel açıdan ortaya çıkan, ahlakça ne iyi ne de kötü sayılan bir eğilim ile yaşam biçiminin ahlaki olarak donatılmış bir eylem ilkesi (kapitalizm ruhu) özelliği birbirinden farklıdır.

Burada yalnızca Batı Avrupa- Amerikan kapitalizminden söz ediliyor. Çin’de, Hindistanda, Babilde ve Ortaçağda da kapitalizm vardı fakat onlar özel ethostan (ahlaki gelenek/tutum) yoksundular...’Şerefli olmak yararlıdır, çünkü kredi sağlar, dakiklik, çalışkanlık, ölçülülük de; bunlar bu yüzden erdemdir.Üretimi arttırıcı olmayan ekler, bu erdem için yararsızdır… (Almanların aAmerikancılığın erdemlerini ” iki yüzlülük” olarak algılamaları bu yüzden)

Yine bir (eleştirilen) kapitalizm ilkesi olarak, ‘kazanma’nın insanın maddi yaşam gereksinimlerini karşılayacak araç değil, yaşamın amacı olması vurgulanıyor. Hatta bunun işçi ve işveren tarafından bilinçli olarak kabul edilmesi, kapitalizmin daha sonraki varlığının bir koşuludur. Kendini bu kurallara uyduramayan (istemeyen) işçi sokağa atılır  işveren de ekonomik yaşamın dışına itilir.

İnsana ait kültürel evrim çağlarına baktığımızda kitap yazıldığı dönem ve tartışma konusu anlamında günümüz Yakın Çağ’ını ve ona geçişteki sosyoekonomik olayları tanımamızı sağlıyor.

…bir yanda kapitalist isletmenin tekniği ile diğer yanda kapitalizme genişleme enerjisini veren “mesleki uğraşı”nın ruhunun köklerinin aynı toplumsal tabana dayandığıdır. Aynı şekilde dini inançların toplumsal ilişkileri için de bu geçerlidir. Tarihsel açıdan Kalvinizm ” kapitalist ruh”un eğiliminin taşıyıcılarından biriydi.
Her zaman büyük para babaları ve tüccarlar var olmuştur. Oysa işletmelere yönelik emeğin ussal kapitalist örgütlenmesi ilk kez Ortaçağ’dan Yeniçağ’a geçişte ortaya çıkmıştır.

Weber’in eseriyle, bir açıdan da kapitalizmi başlatan içsel güçlere, zihinsel ve toplumsal güdülere odaklandığını ‘…dini yaşam pratiğinin yarattığı ve yaşam biçimini yönlendiren ve bireyi sıkı sıkı orada tutan psikolojik güdüyü araştırıyoruz…’ ifadesiyle anlıyoruz.

Arka Kapak

Son olarak eserde yer alan anahtar kelimeleri araştırmak isteyenler, ‘Kalvinizm (Tanrının şanını arttırma), Luthercilik(İnsanlara kurtuluş için aracı), Benjamin Franklin (Denemesi), Asketizm, Baptizm, Quakerler, Pietizm, Püritan’ kavramlarına bakanilirler.

Kitap incelemesi:

Mehmet Bar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.