Hacettepe Hukuk Öğrencisinden Kariyer Planı Otobiyografisi: Lise Yıllarından Üniversite Sonrası Staj Dönemine

Merhaba, tercih çalışması yaptığım öğrencilerin birçoğuyla ne mutlu ki iletişimimiz kopmaz, haberleşiriz. Onların üniversite/bölüm seçme heyecanından, üniversite mezuniyetine hatta staj ve ilk iş deneyimlerine tanık oldukça sevinç ve gurur karışımı bir his sarar…

Tekin 2018’de o zaman adı YGS-LYS olan üniversite sınavında 5K sıralama yapmış başarılı bir öğrenciydi. Şimdi adliye koridorlarında koşturan adli yargı sınavına girmek üzere olan dürüst ve çalışkan bir stajyer…Kendisinin aşağıda kendi deyimiyle adaylara ışık tutmasını dilediği detaylı bir yazısı var. Yazıyı bölüm bölüm okuyabilirsiniz:

  • GENEL LİSE HAYATI BİLGİSİ
  • LİSE HAYATIMI DEĞİŞİK KILAN OLAY
  • 2017 YGS – LYS HEDEF DEĞERLENDİRMESİ
  • 2018 – MEZUN SENESİ
  • 2018 YKS TERCİH SÜRECİ
  • ANKARA’NIN, HACETTEPE’NİN VE HUKUKUN İLK YILLARI
  • HACETTEPE Ve PANDEMİ DÖNEMİ – SON DEYİŞLER

Tekincan’a teşekkür ediyor sizlere keyifli okumalar diliyoruz.

Herkese merhabalar,

Ben Tekincan Acar. 24 yaşındayım. Mersinliyim. Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Şu anda stajyer avukatlık yapıyorum. Kendimce liseden itibaren değişik bir eğitim hayatım olduğunu düşünüyorum. Üniversite sınavına hazırlık, üniversite yaşamı süreçlerindeki tecrübelerimi Mehmet Bar hocam aracılığı ile sizlere aktarmak istedim. Umarım tecrübelerim bu süreçlerden geçecek arkadaşlarıma ufak da olsa bir ışık tutar.

https://en.wikipedia.org/wiki/Mersin#/media/File:Mersin-tekneler.jpg

GENEL LİSE HAYATI BİLGİSİ

2013 yılında Mahmut Arslan Anadolu Lisesi’ne başladım. 2013 Liseye giriş sınavında daha başarılı bir sonuç beklerken kendimi Mahmut Arslan Anadolu Lisesi’nde buldum. Liseye başlangıç hep zor olur. Çünkü ilköğretimden sonra orta öğretime alışmak zorlu bir süreç bence. Bu her öğrencinin başına gelebilecek muhtemel bir durum. Ancak lisenin ilerleyen yıllarında çevre artık kemikleşmeye başlıyor, derslere olan dikkatin artması gerekiyor. Lisenin son zamanlarında öğrencinin artık ders ve gelecek konusunda ayaklarının yere basması ve çalışması gerekiyor. Bence lisede en önemli iki etmen vardır. Birincisi kaliteli öğrenci çevresi ve diğer ikincisi de kaliteli öğretmenler. Lise de dâhil olmak üzere eğitim hayatım boyunca öğretmenlerin öğrencilerden kaçtığını görmedim. Kendisine sorular soran, muhabbet etmek isteyen, birikimlerinden faydalanmak isteyen her öğrenciye bence sahip çıkar öğretmenler. Yakınlaşabildiğim – yakınlaşamadığım tüm öğretmenlerimden bu hissiyatı aldım. Her lise öğrencisinin hocalarının birikimini kullanması gerektiği düşüncesindeyim. Öğretmenlerimiz onlardan bu hareketi bekliyor. Ve her lise öğrencisinin de artık lisenin son yıllarında arkadaş çevresini oturtmuş olarak hayallerinin peşinden koşmak için beraber çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. En önemli iki şey bu çıktığın yolda çevrenin sana olumsuz etki yaratmaması ve öğretmenlerimizden verim alabilmenin öğrenilmesi. Bu ikisi de öğrencinin hür iradesi ile seçip başarabileceği şeyler bence. Ve ben de bu hususta Mersin’in en güzel liselerden birisinde okuduğumdan çok şanslıydım. Hem doğru bir arkadaş çevresi edindim hem de alanlarında çok yetkin ve sıcakkanlı öğretmenlerimden doğru bir şekilde faydalanma imkânı buldum. Ve böylelikle öğretmenlerimle şu anda bile açık olan bir iletişim kanalı kurdum.

https://universitem.hacettepe.edu.tr/hukuk-fakultesi/

LİSE HAYATIMI DEĞİŞİK KILAN OLAY

Gelelim benim lise hayatımı bana göre değişik kılan hususa. Ben lisede sayısal bölümden mezun oldum. 11. Sınıfta yaptığımız bölüm tercihlerinde sırf revaçta diye ve ne istediğimi tam olarak bilmediğimden bu tercihi yaptım. Şu an bunu tecrübe olarak nitelendiriyorum ama o zamanda bu bir hataydı. Bu süreçte kararsız kalabiliyoruz çoğu öğrencinin ortak kaderi. Ve bu kararsızlık anında öğrencilerin en yetenekli olduğu ve derslerine çalışırken keyif alacağı alana yönelmesini doğru buluyorum. Şayet ben öyle bir tercih yapamadım. Fen derslerine ilgim az iken sayısalı seçtim ve dersleri sevmemem de o derslerle ilgili bana başarısızlık olarak geri döndü. Hâlbuki tarih ve coğrafya gibi eşit ağırlık derslerinden aşırı keyif alıyordum.

2017’ de girdiğimiz üniversite sınavı 2 aşamadan oluşuyordu. Önce 2. Dönem ortalarında yapılan YGS (TYT gibi) ve 2. dönem sonu yapılan LYS (AYT gibi). Derse çalışma noktasında kendimi çok azimli birisi olarak görmem. Çünkü dikkatim çabuk dağılırdı ve çoğu zaman da kendimi ispatlayabileceğim çalışmadan çok uzak olduğumu düşünürdüm. YGS sınavında ilk defa yüzleşmiştim bu sonuçla. Ancak fen derslerinde kendime göre başarılı bir sınav geçirdiğimden bölümü değiştirmek hiç aklıma gelmemişti. Bedelini LYS sınavında ödedim beklediğimden kötü sonuçlar almıştım. Ancak LYS sınavında eşit ağırlık kısmından da sınava girmiştim. Ve oradaki sıralamam daha iyiydi kesinlikle herkese bunu öneriyorum. Sonrasında kararlarınıza ışık tutuyor.

2017 YGS – LYS HEDEF DEĞERLENDİRMESİ

Benim hiçbir zaman kesinlikle bu mesleği yapmalıyım gibi bir hedefim olmadı. Hayal gücü güçlü birisi olarak o zamanlardaki ruh halim hangi mesleği istiyorsa kısa süreli o mesleği hedefime koydum. Hedeflerimde hep bir başarı yüzdesi vardı. Bir sıralamaya girmek vardı. 2017 YGS – LYS’ de istediğim başarıyı gösterememiştim ve tercih sürecini yönetmem gerekiyordu. Burada gittiğim etüt merkezindeki kıymetli öğretmenlerim, lisemdeki kıymetli öğretmenlerim ve ailem çok ciddi bir rol oynadı. Kararsız bir tercih süreci geçirdiğimiz pek söylenemez. Tercihlerin ilk gününden itibaren mezuna kalmayı istiyordum ama kesinlikle ilgi duyduğum alana yönelerek. Benim kararlılığımı görünce öğretmenlerimin kıymetli tavsiyesi ve ailemin de mutlak desteği ile eşit ağırlık olarak mezuna kaldım ve kendimi kanıtlama isteği duydum. Artık tamamen sevdiğim derslerle ilgilenecektim. Ben yine hangi mesleği seçeceğimle ilgili kararsızdım ancak ağır basan iki bölüm vardı kafamda psikoloji ve hukuk. Ve etüt merkezindeki çok kıymetli bir öğretmenimle ortak verdiğimiz bir hedef vardı. Bakalım Tekin, hiç çalışmadığı bir bölümde 53 bindeki sıralamasını tamamen kâğıt üstünden seçilmiş 12 bindeki Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi %100 burslu programına çekebilecek miydi?


2018 – MEZUN SENESİ

Yani imkân olsa da her öğrenci mezun senesine kalabilse keşke. Tabii ki herkes ilk senesinde kazanıp istediği yerlere gitsin ancak mezun senesi insanın hayatındaki en kıymetli dönemlerden birisi. Kimileri demoralize olur çalışamaz kimileri elinden geleni yapar sıralamasını ileriye çekemez keşke mezuna kalmasaydım der ama bence mezun döneminin asıl katkısı insanın derslerinden çok sosyal hayatına. Düşünsenize 12 senedir bir okul düzenin içindesiniz. Sürekli bir okul ortamı vasıtası ile ders çalışıyorsunuz ancak mezun senenizde böyle bir olay yok. Tamamen kendi iradeniz ve isteklerinizle baş başa kalıp ortamınızı kendinizin hazırlaması gerekiyor. Eğer tereddütte kalan öğrenci arkadaşlarımız varsa kesinlikle mezuna kalmasını tavsiye ederim. Eğitim hayatı katkısının yanında genel hayata katkısı çok daha fazla olan bir süreç bence. Ben sevdiğim derslerle ilgilendiğim için hep çalışma isteği duydum. İsteğimin köreldiği anlarda gittiğim özel eğitim kurumundaki rahat ortam sürekli beni motive etti. Lisemdeki öğretmenlerimle olan iletişimim hiç kopmadığından onların da hem psikolojik anlamda hem de eğitimsel anlamda çok desteğini aldım mezun senemde. Lise 4 seneden ibaret değil. Orada arkadaşlarımızla ve öğretmenlerimizle kurduğumuz dostluklar çok kıymetli. Mezun senemde daha düzenli ders çalışmaya başladım ancak benim için hala yeterli değildi. Ancak benim asıl başarı kaynağım her hafta girdiğim denemelerdeki çözemediğim her sorumu, sallayıp tuttursam da, paragraf sorusu olsa da her sorumu öğretmenlerime çözdürdüm. Eksiksiz ve düzenli yaptığım en önemli ve tek şey buydu. Hayatta da başarılı olmanın sırrı bence yanlışlarımızla yüzleşip ders çıkartmak ve aynı yanlışa bir daha düşmemek için doğrusunu, yöntemini öğrenmek. Mezun hayatımı direkt bu düşünceye bağlayabilirim. Hiçbir zaman kayıp olarak bakmadım. Hiçbir zaman rehavete kapılmadım, kendimi salmadım. Bunun yanında hiçbir zaman da kendimi sıkmadım, yetiştiremedim diye bunaltmadım ve böylelikle bana göre başarılı sayılabilecek sonuca ulaştım.

2018 YKS TERCİH SÜRECİ

Bir önceki bölümde anlattığım düzene bağlı kalmam ve istikrarlı bir şekilde psikolojimi kontrol edebilmem bana benim nezdimde başarıyı ulaştırdı ve artık o kâğıt üstünden belirlediğimiz hedefin

çok üzerindeydim. Lise sayısal mezunu olmama rağmen eşit ağırlıkta hazırlandığım mezun senemde 2018 YKS sonucunda eşit ağırlıkta 5071. Sıralamayı yaptım. Şüphesiz hayatımda geçen en mutlu haftalardan birisiydi. Ve zor bir tercih dönemi beni bekliyordu. Çünkü hemen hemen çoğu bölümü tercih edebilirdim. Mezun bir öğrenci olmama rağmen, liseden mezun olalı bir sene geçmesine rağmen lisemdeki kıymetli öğretmenlerim ve gittiğim özel eğitim merkezindeki kıymetli öğretmenlerim sayesinde, dışarıdan tanıdığım Mehmet Bar Hocam gibi kıymetli hocalarımızın da etkisi ile sancısız bir tercih süreci geçirdim. Ben yaptığım sıralamanın da etkisi ile tamamen hukuk yazmayı düşünüyordum. Kıymetli öğretmenlerimin katkısı ile tercih edeceğim hukuk fakültelerinde aktif okuyan, mezun olan eski öğrencileri ile görüşme imkânım oldu. Tercihlerime çok etkisi oldu. Tercih edeceğim üniversitelerin hukuk alanında ulusal ve uluslararası başarılarını araştırdım, akademik personellerini ve onların özgeçmişlerini araştırdım. Tercih edeceğim üniversitelerdeki şehir hayatını, yurt hayatını, kampüs hayatını araştırdım ve kendimce başarı sıralamamı da öngörerek bir tercih yaptım. Tercihimi çok sayıda üniversite ve bölüm ile doldurmadım 7 tane tercih yaptım. İlk üçünü söylemek gerekirse Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve 3. Tercihim de Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Aslında gerisini boş tercih olarak gördüm. Çünkü sıralamam geçmiş senelerde bu üç üniversitenin de taban sıralamalarının üzerindeydi. Ve ben kendimi Ankara Üniversitesine hazırlarken, oranın üzerinde yoğunlaşırken, Ankara Üniversitesine gittim derken Hacettepe Üniversitesinde buldum. Tercih sonuçları pek istediğimiz gibi çıkmayabiliyor. Üzüldüğümü hatırlıyorum. Aslında sıralamaya bağlı tercihte üst sıradaki üniversiteye yerleşemediğimi dert ediniyordum ancak bu sıralamalara geldikten sonra bu üniversiteler arasındaki eğitimlerin birbirine yakın en üst düzeyde olduğunu fark etmem çok zaman almadı. Anlık olarak üzülebiliyoruz ama hayatta her zaman bardağın dolu tarafından bakmamız gerektiğini öğrenmemiz gerekiyor.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Ankara#/media/Dosya:Ankara_Montage_2020.jpg

ANKARA’NIN, HACETTEPE’NİN VE HUKUKUN İLK YILLARI

Ankara’daki ilk yıllarımda Gölbaşı Kyk’ da kaldım. Açıkçası Gölbaşı merkeze uzak bir ilçe. Bu yüzden ilk yıllarım sürekli okuluma ulaşımım ile geçti. Okulum ve yurdumun arası çok uzaktı, konfor alanından çıkmak istemedim ancak şu an mezun olarak buna pişmanım ve hiçbir üniversite adayına da kampüsüne uzak bir yurt ya da evde kalmayı tavsiye etmem. Çünkü sosyal hayattan uzakta tamamen zamanınız ulaşım ile geçiyor. Derslere girmeden önce ya da derslerden çıktıktan sonra yorgunluk oluyor. Öğrenci kapasitesini derslerine ve sosyal hayatına veremiyor. Yaklaşık 1,5 yıl sonra merkezdeki bir yurda geçme fırsatım oldu. Eve çıkmayı denemiştim ancak kriterlerime uygun bir ev bulamamıştım. Yazı tatili esnasında yeni öğrenciler gelmeden ev aradım ancak bu süreçte uygun bir ev bulunmuyor. Haziran gibi dönem sonunda özellikle evlerini eşya ile devredecek çok öğrenci oluyor. Bu hususta Ankara’da üniversite okuyacak arkadaşlarıma dönem sonu, Haziran ayında ev aramalarını tavsiye ederim. Ankara esasında her ne kadar sonradan farkına varılsa da bir öğrenci için yaşanılacak bir şehir. Çünkü her türlü gelişim imkânına sahip olabiliyorsun. Bunları orada yaşayan öğrencilere sunan bir şehir. İstanbul’un kalabalığını istemiyorsanız ve büyük bir şehirde kendinizi geliştirmeye odaklı, sosyal hayata odaklı bir üniversite hayatı düşünüyorsanız Ankara’yı tavsiye ederim. İnanın denizi hiç aramıyorsunuz . Merkez ilçelerde olduğunuz sürece ulaşım da gayet hesaplı ve kolay.

HACETTEPE Ve PANDEMİ DÖNEMİ – SON DEYİŞLER

Gelelim Hacettepe’ye. Ben ilk yıllarda Gölbaşı’nda kaldığımdan dolayı Hacettepe kampüsünden tam olarak faydalanamadım. Okulun kendi içerisinde de barınma olanakları var ancak bana çıkmamıştı. Hacettepe’yi ilk yıllarda hiç sevmemiş birisi olarak sadece şunu demek istiyorum ben yaşayamamışım o ortamı. Çünkü eğitimimin bel kemiği olan 2. Ve 3. Sınıflarım pandemiye denk geldi ve pandeminin de

yarattığı etki ile Hacettepe’nin kıymetini çok anladım. Kampüs gerçekten çok olanak sunuyor. Akademik görevliler, personeller hep öğrenci yanlısı. Gerçekten öğrenciyi içine çeken bir yapısı var. Ankara’da diğer üniversitelerin de kampüs hayatını tatmış birisi olarak Hacettepe Beytepe kampüsünü ilk sıraya koyarım. Olumlu olayların yanında olumsuz olaylar da var ancak bu olumsuzluklardan ders çıkarttıran bir okul, bir kampüs. Özellikle hukuk gibi sistemli ve düzenli çalışmayı gerektiren bölümler için gerek kampüsün gerek fakültenin çalışma imkânları çok gelişmiş. Pandemiden dolayı çok verimli bir kampüs hayatı geçiremedim. Pandemide normalleşme süreci 4. Sınıf eğitimim isteğe bağlı olarak yüz yüzeydi. Ben bu eğitime katılım sağladım ve 1,5 yıllık pandemi arasının ardından Hacettepe’nin gerçek önemini anladım. Gerek Hacettepe, gerek Ankara orayı tercih edecek öğrencilerin pişman olmayacağı seçimler olur.

Üniversite hayatınız boyunca ne istediğinizi biliyorsanız ve bu amaçta mücadele etmeyi bırakmıyorsanız başarısız olmanız imkânsız. Hukuk tercih edecek adaylar için de en önemli vereceğim tavsiye kesinlikle çok çalışmak değil, düzenli ve sürekli çalışmak. Özellikle liseden sonra hukuk eğitimi ağır kaçıyor. Ve ilk yıllardan itibaren okulla bağınızı kopartmadan, az da olsa sürekli çalışarak hukuktan keyif almaya başlarsınız. Evet, hayatta herkesin öncelikleri farklıdır. Kimisi üniversiteye farklı bir sosyal yaşam aramaya gider, kimisi mesleğini eline almaya. Eğer ki başarılı olmak ve üniversitenin tadını almak istiyorsanız hangi bölüm olduğunun hiçbir önemi yok önceliğiniz dersleriniz olmalı. Kendinizden emin bir şekilde, donanımlı olarak mezun olmak istiyorsanız derslerinize ve okulunuza öncelik vermek zorundasınız. Üniversite hayatında planlı olmak gerçekten çok önemli. Her şeye vaktiniz yeter, nitelikli bir mezun olmaya da sosyal hayat yaşamaya da, kültürel olarak gelişmeye de gezip tozmaya da. Ama bunları yapabilmek için ilk yıllarınızda kendi sistematiğinizi oluşturmanız gerekli. Gerek Ankara yaşanılabilecek bir şehir, gerek Hacettepe okunulabilecek bir üniversite, gerek hukuk okunulabilecek bir bölüm. Yeter ki ne istediğinizden emin olun, olumsuzluklara kafanızı takmayın ve sorunu dile getirmeye değil çözmeye odaklı olun. Üniversite hayatımın bana kattığı en büyük farkındalık da bu olmuştur. Herhangi bir ortamda, bir zamanda, bir yerde mutlu ve huzurlu olabilmek tamamen kişinin kendisinde biten bir şey. Bu yüzden kendimizi üniversitenin geliştirmesini beklemekten ziyade bizim mücadele edip kendimizi geliştirmeyi istememiz lazım, kendimizin o şehirde, o üniversitede, o bölümde mutlu olmayı istemesi ve çabalaması lazım. Aday arkadaşlarım için kendinizi tanıyamayacağınız, anlayamayacağınız ama olgunlaşacağınız bir döneme girmek üzeresiniz. Ne istediğinizi bilin ve kontrolü asla elinizden kaçırmayın. Umarım pandemiden etkilenen öğrencilerin yaşadığı gibi bir kesinti yaşamadan, donanımlı bir şekilde, iyisi ile kötüsü ile kendiniz olabildiğiniz, tecrübeler ve güzel anılar yaşayabileceğiniz bir üniversite hayatınız olsun.

Kendimce tecrübelerimi ve anılarımı size aktarmak istedim. Umarım doğru kişilere, ihtiyacı olan kişilere bir ışık tutar. Önemseyip okuduğunuz için teşekkür ederim. Keyifli ve başarılı bir üniversite ve devamında iş hayatı dilerim. Kendinize çok iyi bakın, sağlıcakla ve başarıyla kalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.