Röportaj: Gülden Karabudak ile Orman Terapisi Üzerine

Uzmanlar tarafından geleceğin işleri arasında gösteriliyor… Pandeminin yarattığı zorluklarla mücadelede iyi bir pratik olarak karşımıza çıkıyor… Japonların “shinrin-yoku” dedikleri “ormanı içine çekmek” faaliyeti. Nam-ı diğer: “Forest Bathing” yani Orman Banyosu/ Terapisi.   

‘Sağlık, dinginlik ve alternatif gelecek tasarımı için Orman terapisi’ üzerine Türkiye’de şu anda bunun ilk ve tek uygulayıcısı olan Gülden Hanımla sohbet ettik.

Keyifli okumalar.

Merhaba. Gülden Hanım, bize kısaca kendinizden, eğitim ve kariyer yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?

-Merhaba..”Doğanın çocuğuyum” tabirini rahatlıkla söyleyebilirim sanıyorum. Ege’nin kuzeyinde, fıstık çamlarıyla kaplı çok güzel bir köyde doğdum ve büyüdüm. Çocukluğumu ve gençliğimi bu muhteşem diyarda geçirdim. O nedenle doğaya olan hayranlığım adeta doğuştandır. Sonra lise ve üniversite eğitimi için buradan farklı şehirlere gittim. Uluslararası İlişkiler Uzmanıyım. Uzun yıllar mesleğimi icra ederken, diğer yandan doğayla olan bağlantımı da, koruma refleksimi de hiç kaybetmedim.

“Doğanın insan sağlığı üzerindeki etkileri” konusuna öyle merak sarmıştım ki, on yıl kadar önce Ekopsikoloji denilen bilim dalını keşfettim. Sonrasında da Ekoterapi denilen uygulama alanı ile araştırma alanımı genişlettim. Türkiye’de bu konuda herhangi bir enstitü ,üniversite ya da kurum olmadığı için, asıl ihtisas alanımın da bana sağladığı kolaylıkla, yurt dışındaki kuruluşlarla iletişim halinde oldum. Araştırdım, arşiv oluşturdum ve üzerinde gerçekten sıkı çalıştım. Sonrasında dünyada yeni yeni farkedilen ama Japonya’da 1980’li yıllardan beri uygulanılan “Orman Banyosu” hayatıma girdi (Orman Banyosu Ekoterapinin bir alt dalıdır).Bu konuda da hatrı sayılır bir araştırma ve öğrenme sürecinden sonra , 2020 yılının  Mart ayında yurt dışına eğitimimi aldım. Şimdi, kendi ülkemde sertifikalı olarak bu çalışmayı başlatmış olmak, uygulayan tek kişi olmanın verdiği mutlulukla yoluma devam ediyorum.

Neden Orman Terapisi? Bu alanda rehber olmaya nasıl başladınız?

-Çünkü benim için doğa herşeydir! Ormanlar hayatın döngüsünün en gerekli unsurudur. Hatta olmazsa olmazımızdır. İnsan, yeryüzüne geldiğinden beri bu döngünün içinde var olmuştur. Ne zaman ki, bu döngüden çıktık, etrafımızı tel örgülerle kaplayıp beton kafeslerin içine girdik, bütün dengemiz alt üstü oldu, tabir-i caizse hayatımız kaydı. Sağlığımızı kaybettik, hayata geliş amacımızdan saptık ve sonunda yeniden kaybedilen sağlığın peşinde düştük.

İşte, kaybedilen bu değerleri bize yeninden sağlayacak olan tek yöntemin ”doğayla yeniden buluşmak” olduğunu fark ettiğimde ben zaten buna adanmıştım ve hiç düşünmeden kendimi “orman terapi/banyosu” disiplininin içinde buldum.

Orman Terapi Rehberliği aynı zamanda bir meslek artık.  O nedenle,bir eğitim gerektirir. Ben de bunu bildiğim için, yurt dışında eğitimimi aldım ve bir yıldır uzman rehber olarak çalışmalarıma devam ediyorum.

@ormanterapiturkiye

Bunun için terapist olmak gerekiyor mu?

-Hayır!.. Bu nedenle Orman Terapi/Banyosu Rehberliğidir zaten ismi. Orman terapisti değildir. Ya da “Orman Terapi Uygulayıcısı” olursunuz. Doğrudan insanlarda bireysel davranış değişikliğine odaklanmadığı için,terapist olma zorunluluğunuz yoktur. Rehber, doğayla yeniden iletişim kurmak için yol gösterir.

Orman…ile başlayan bir cümleyi nasıl sürdürürsünüz/ tamamlarsınız?

    -İlkokulda yazdığım şiirdeki gibi; “Orman, memleketimin süsü, onun yemyeşil örtüsü ve varlığımın öyküsüdür.”

İnsan hangi koşulda ormanı içine çekmeli, bu terapiyi neden almalı?

-Hiçbir koşul ve şarta bağlı olmadan, ne zaman “ben buralardan gitmek istiyorum” gibi bir his gelirse insanın içine, gidip bir ormana atmalı kendini. Çünkü öncelikle stres, yoğun modern yaşam baskısı ve dört duvarla kaplanmış hayatlarımızın içinde biraz nefes almak şart oldu artık. Bunu şehrin karmaşasında yapamazsınız.

    Orman, insan üzerindeki etkisini ilk beş dakikada göstermeye başlar. Kalp atışlarınız ve kan basıncınız dengelenir mesela. Stres hormonu seviyesi düşer. Ormanda kalma sürecinizi uzattıkça ve sık tekrarladıkça, vücudun katil hücreler denilen (NK) hücrelerindeki sayıyı arttırarak bağışıklık sistemini güçlendiren etkisi yoğunlaşır. Parasempatik sinir sistemini aktive ederken, sempatik sinir sistemini baskılar. Gerilim, depresyon, öfke ,yorgunluk, kafa kartışıklığı gibi durumları hafifletir. İnsanların canlılığını arttırır, yaşam enerjisini yükseltir. Bu yüzden orman terapi, sağlığın devamı için kesinlikle önerilir.

Kimlere daha uygun sizce bu orman banyosu yürüyüşleri… özel bir yaş grubuna ya da belli bir kesime daha uygun diyebilir misiniz?

-Hayır! Sadece belirli bir kesime değil, her yaştan, her türlü yaşam biçimine uygun bir uygulamadır. Çünkü orman banyosunda zorlayıcı, hedefe varma odaklı veya sınırlayıcı şartlar yoktur. Performans gerektirmeyen ,herhangi bir yarış odaklı çerçevesi olmayan bir çalışmadır. O nedenle, çok yürümekten hoşlanmayanlar, uzun yürüyüşler yapamayanlar veya çocuklar dahi orman banyosunu rahatlıkla yapabilirler.

Azı karar çoğu zarar bir faaliyet mi; avantajları ve dezavantajları için neler söylersiniz?

-En güzel taraflarından biri, çoğuna maruz kalsanız bile hiçbir zararının olmayışıdır. Tavsiye edilen haftalık en az iki saatlik bir orman banyosu süresinin, istediğiniz kadar üstüne çıkabilirsiniz. Keşke hergün maruz kalabilsek!

Bugüne kadar herhangi bir dezavantajı belirtilmemiştir. Konu üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar her geçen gün artıyor. Avantajlarına baktığımızda ise yazmakla ,ifade etmekle bitmez ama en kısa olarak şöyle diyebiliriz; insanın, -nörobilim uzmanlarının ifadesiyle- fabrika ayarlarına geri dönmesini sağlar. Yani özüne, yani kendine.. Bu da toplumsal sağlığı doğrudan etkiler. Hem fiziksel, hem zihinsel hem de ruhsal sağlığa olan faydaları başlı başına bütünsel bir avantajdır zaten.

@ormanterapiturkiye

Nasıl bir süreç izliyor katılımcılar, bize örnek bir etkinliği aktarır mısınız?

-Orman Banyosu yürüyüşünün belirli bir çerçevesi vardır. Bu çerçeve doğrultusunda, yönergelerle ilerlersiniz. Kendine has seremonileri de vardır. Grup yürüyüşlerinde, bir araya gelinir, anlatımlar yapılır ve sonrasında yürüyüşe geçersiniz. “Durma ve duyma” etkinliği en önemlilerinden biridir mesela. Şehirde asla yapamayacağınız, durup doğal ortamı sessizce dinlemeye başlamak ,önemli bir farkındalık yaratır katılımcılarda.

Şuanda dünyada ve Türkiye’de nerelerde, nasıl uygulanıyor?

-Dünyada en yoğun uygulanan ülke Japonya’dır. Çünkü orman banyosunun doğduğu memlekettir. 1980’li yıllarda resmi olarak uygulanmaya başlamıştır. Son on yıl içinde de, dünyaya yayılım göstermiştir. Amerika, Avustralya ve Avrupa’da bu konuyla ilgili enstitüler kurulmaya başlanmış ve artık bir sağlıklı kalma ve zindelik yöntemi olarak kabul edilmiştir..Bu enstitüler ve diğer ilgili kurumların işbirliği ile ,orman banyosunun doğru bir şekilde uygulanması için, rehberler ve uygulayıcılar yetiştirmektedirler.

   Türkiye’de henüz bu konuda eğitim veren bir kurum yok. Bununla ilgili olarak, uzun süredir farklı üniversiteler ile görüşüyorum ki, burada da bu eğitimi başlatabilelim. Umuyorum kısa bir süre içinde bunu gerçekleştireceğiz. Eğitim almak dışında da, uygulamak isteyenler için ülkemizin farklı bölgelerinde gruplara rehberlik ederek orman terapi yürüyüşleri yaptırıyorum. Her defasında da şunu fark ediyorum: Açık alanlarda zaman geçirmek, gözardı edilemez  bir ihtiyaç oldu artık. Hele ki bu salgın sürecinde!..

Orman terapistliğini bir kariyer hedefi olarak öneriyor musunuz? Hangi, ilgi, yetenek ve değerlere sahip olması gerekir bir insanın? Nasıl bir yol haritasına ihtiyaç var?

-Kesinlikle bir kariyer hedefi olarak öneriyorum. Bir hafta kadar önce ulusal basında, özellikle salgın sonrası öne çıkacak meslekler arasında gösterildi Orman Terapi Rehberliği. Bu gerçekten önemli bir saptamadır.

  Herşeyden önce kendisi dışındaki tüm canlılara saygı ve empati ile yaklaşan; doğayı, korkunç, ürkütücü ve çok tehlikeli olarak değil, içinde onu da barındıran büyük bir sitem olarak gören, sahiplenme değil ortak bir yaşam hissiyle hareket eden insanlar bu rehberliği hakkıyla yapabilir. Araştırmaya meraklı, insan sağlığı konusunda  bütüncül yaklaşıma sahip olan kişiler için uygundur.

  Yol haritası olarak, “ilgi-bilgi ve sonrasında eğitim için başvuru yapmak” olarak verebiliriz. Çünkü ilgi olmadan, sadece zamanın trend mesleği olması yönüyle yürütülecek bir alan değildir. Özveri ister, cesaret ve azim ister, insan ilişkilerini yürütme becerisi ister, yabanda ilk yardım bilgisi ve özellikle doğa bilimleri konusunda alt yapı gerekliliği vardır.

Önereceğiniz kitap ya da film var mı?

-Türkçe olarak basılmış şimdilik sadece bir kitap var ülkemizde. Onu önerebilirim: Shinrin Yoku-Orman Banyosu/Hector Garcia&Francesc Miralles (İndigo Kitap). Diğer tüm çalışmalar İngilizce olduğu için, merak edenler İngilizce olarak araştırabilirler.

Eklemek istedikleriniz…


Doğayla bağlantı kurmak, insanın kendiyle bağlantıya geçmesi demektir ve bu bağlantı çok önemli bir insan ihtiyacıdır!..

Teşekkür ederiz…

Teşekkürler.

Gülden Karabudak,

🌲 Uzman Orman Terapi Rehberi
🌲Doğa Eğitmeni
🌲Sınıf Dışı Etkinlik Uzmanı
🌲Uluslararası İlişkiler Uzmanı
🌲Orman Banyosu Yürüyüşleri 🚶🚶🌲🌳🌴

Instagram/ ormanterapiturkiye
facebook/ Gülden Karabudak
karabudakg@gmail.com

Mehmet Bar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.